Sosyal medyanın hayatımıza her yönden girdiği, ne kadar etkili olduğu konularında söylenmiş sonsuz sayıdaki cümleye bir yenisini eklemek gibi olmasın ama; sosyal medya iş arama süreci dahil hayatın her noktasına hakim. Sosyal medya, iş arama sürecine bir destek olarak kullanılabileceği gibi, bu süreçten ayrı da tutulabilir. Kimi pozisyonlarda aktif sosyal medya hesaplarına sahip olmak büyük avantaj sağlayabilir. Ama önemli bazı noktalar var ki, gözden kaçarsa bir işe mal olabilir.
Bir araştırmaya göre eleman alacakların %78’i adayları arama motorlarında tarıyor, %63’ü sosyal medya hesaplarına bile bakıyorlar. Yani sosyal medya hesapları iş arayanlar tarafından sürece dahil edilmese bile eleman arayan taraf, ek bilgi kaynağı olarak kullanabiliyor. Böylece sosyal medya hesaplarındaki bazı “durumlar” da birden “hatalar”a dönüşebiliyor.
İş Görüşmesi ile İlgili Detayları Paylaşma
Gerçekten, paylaşma! Yoğun hisler, heyecan, mutluluk, stres, üzüntü bazen insanda bir şeyler söyleme ve paylaşma isteği yaratsa da henüz sonuçlanmamış bir görüşmenin detaylarını sosyal medyada paylaşmak doğru bir adım değildir. Yalnızca arkadaşlarla paylaşıldığı sanılan bir mesaj bile ortak arkadaşlar, açık profiller veya twitter mucizesi yardımıyla karar vericiler tarafından görülebilir, öğrenilebilir. Kaldı ki süreç umulduğu gibi sonuçlanmazsa kötü bir konuma düşmek de söz konusu olur.
İmlâ ve Yazım Kurallarına Uymama
Bir milletin de’ler, da’larla imtihanı artık iş ilanlarına bile girdi, eleman alımında özellikle belirtilir hale geldi. Jobvite’in 2012’de yaptığı araştırmaya göre, karar vericilerin %54’ü dilbilgisi ve yazım hatalarından negatif izlenim edindiğini belirtmiş, üstelik alkol ile ilgili postlardan negatif yönde etkilenmelerin oranı %47 iken! Arkadaş ortamı, “noolcek yheaa” falan demeyin, sosyal medyada bile olsa dil kullanımına özen gösterin.
Yanlış Gruplara Üye Olma, Paylaşımlarda Bulunma
Herkesin düşüncesi, ilgi alanları farklıdır ve karar vericilerin isteklerine göre profil oluşturmak zorunluluğu yoktur tabii ama; “Patronlar Ölsün” diye bir gruba üye olmak ya da gün aşırı #calismaktannefretediyorum etiketiyle paylaşımlarda bulunmak da iş arama sürecinde yapılmaması gereken hareketlerdir.
Tutarsız Bilgiler Verme
Aynı kişinin bir sosyal medya hesabındaki hakkında kısmı ile başka hesabındaki bilgileri tutarsız ya da farklıysa, bu durum kişinin yalan söylediği izlenimi verecektir. Yalan söylenmesinin işe alım sürecindeki etkisi de hiç iyi olmayacaktır.
Sosyal Medya Tacizi Yapma
Bir iş görüşmesinden çıkar çıkmaz görüşülen kişiyi Linkedin hesabından eklemek, karşıdaki kişiyi zor durumda bırakacaktır. Henüz işe alınıp alınmadığı belli olmayan ve yeni tanışılmış birini profesyonel hesabına eklemek istemeyebilir, bir yandan da potansiyel eleman-iş arkadaşını reddetmek durumunda da kalmak istemeyebilir. Yani bu aşırı proaktif hareket rahatsız edici olabilir. Bunun bir de stajının ilk günü tüm ofisi Facebook’tan ekleyen tez canlı genç versiyonu vardır, onun da zamanla tecrübe kazanacağı umut edilir.
İş Hayatını Dünyaya Duyurma
Bir profilin bütün hareketleri nizami iken, bir yandan mesai saatleri içinde “öff sıkıldımmm!!” postları paylaşıyor, iş arkadaşları ya da müşterileri ile ilgili üstü kapalı da olsa bilgiler veriyor hatta olumsuz yazılar yazıyorsa koca bir eksi alma riski yüksektir. Daha kötüsü birileriyle açıkça sosyal medya üzerinden tartışmak, agresif postlarla taciz etmek gibi hareketler riski arttırır. Çıtayı iyice yükselterek sosyal medya üzerinden meydan okumak, örneğin Youtube kanalıyla istifa etmek gibi hareketler ise gelecekteki profesyonel hayatı tamamen bitirebilir. Evet, patronu ya da gıcık olunan iş arkadaşını, müşteriyi tüm dünyaya rezil etme fikri cazip gelebilir, çoğu kişinin aklından geçebilir, cesarete hayran bırakabilir de; iş arama sürecine etkileri bir kez daha düşünülüp derin bir nefes almak, sonra karar vermek faydalı olabilir.