Pazarlamacıların Facebook’tan pek memnun olmadıkları ve Facebook’un çok bozduğu üzerine söylentiler günden güne internette yayıladursun, bu iddiaya kaynak oluşturacak ve destek sağlayacak belgeler de ortaya çıkmaya başladı. Nate Elliot, Forresters blogunda markaların takipçilerinin aslında yalnızca %6’sına organik olarak ulaşabildiklerini yazdı, bu savını da Ogilvy’nin yakın zamanlı bir araştırmasını kaynak göstererek destekledi. Üstelik markalar “like” sayılarının çok büyük bir kısmının sahte hesaplardan geldiğinin de farkındalar. Elliot, yazısına bu konuya ağırlık veren blog yazılarından alıntılarla devam ediyor.
Yıllarca markalar Facebook’a milyonlar yatırarak onu medya kanalları gibi gördüler, ama yakın zamanda Facebook, kârı arttırmanın yolunun markaları takipçilerine ulaşmak için para yatırmaktan geçtiğine ikna etmek gerektiğine karar verdi. Bu strateji Facebook’a 7.87 milyar dolar getirirken sosyal medya pazarlamacılarını gelirden yoksun bıraktı, ya da onlar böyle düşündü.
Marka Savunucuları
Facebook, pazarlamacıların korktuğu gibi markaları kötü etkilemedi oysa. Markaların erişimini azaltarak basitçe firmaları reklam ücreti ödemeye mahkum da etmedi, sosyal network ve paydaşlarının değerini korudu. Twitter, Instagram, Pinterest ve diğerleri gittikçe cazibe merkezleri olurken Facebook kullanıcı deneyimini marketing uğruna kurban veremezdi. Akışlarının arkadaşlarından gelen içerikler yerine marka mesajları ve reklamlarla dolup taştığını gören insanların Facebook’u hızla terketmelerinin önüne geçti.
Gerçek içerik arayışında olan insanlar markanın kaç takipçisi ya da beğeneni olduğuyla ilgilenmezler fakat markayı tavsiye eden gerçek ve sadık savunucular bu güveni sağlarlar. Aslında markaların ihtiyacı olan da 1 milyon sahte takipçi değil, markayı tavsiye eden bir grup gerçek avukattır. Markanın avantajlarını paylaşarak kendilerine ve yakınlarına fayda sağlayacağına inanan bu avukatlar, markaya Facebook’ta katkı sağlayacak gerçek değerlerdir.
Markaların Facebook’ta yapması gereken de neticedeki “like” rakamlarını güncellemek yerine markanın paylaşılmasını sağlayarak bu kanalı geri kazanmaktır. Markalar doğru adımlar atarak bu sağlam etkileşimi kurabilir ve insanların kendi istekleriyle paylaşmalarını sağlayabilirler.
Facebook’u Geri Kazanmak
Avukatlarınızı tanıyın
Eğer markanız başarılıysa, işlerinizi beğenen, birlikte çalışmaktan zevk alan ve yakınlarına sizi öven insanlar olacaktır. Bu insanları sosyal medyada belirlemek, kulaktan kulağa işleyen bu dünyanın kapılarını size açacaktır. Kolay gibi görünse de özen ve emek isteyen bir iştir.
İçerik her şeydir
Kimsenin bilmek istemediği ve paylaşmayacağı içerikler sizi bir yere taşımayacaktır, ilgi çekici içeriklerle bir imaj yaratmalı ve paylaşılmasını sağlamalısınız. İlginç, eğlenceli, kimi zaman faydalı içeriklerle görünür olmak için ödeme yapmak yerine insanların size ulaşmalarını sağlayabilirsiniz.
Avukatlarınıza hak ettikleri değeri verin
Birçok takipçinin sessiz olmasının sebebi karşılarında resmi, soğuk, duymayan ve konuşmayan markalar olmasıdır. Oysa avukatlarınız, destekçileriniz ve takipçileriniz onlara ne kadar değer verdiğinizi bildiklerinde markanıza daha çok bağlanacak ve paylaşacaklardır. Sadık takipçileriniz ve avukatlarınıza jestler, iç erişim, sürprizler ile teşekkürlerinizi belirtebilirsiniz. Böylece değişen şartları lehinize kullanmış ve Facebook’ta güvenilir bir kitle tarafından onaylanmış olacaksınız.
Facebook, markaları kandırmıyor, terk etmiyor ya da zayıflatmıyor. Yalnızca sürdürülebilir bir çözüm sunuyor; güvenilir bir marka olmak için para ödemek yerine takipçilerle direkt etkileşime geçmeyi öneriyor.