Markalar İçin Instagram’ı Etkili Kullanmanın 10 Yolu

Mecranın en az mesaj kadar önemli hale geldiği günümüz dünyasında, sosyal medyanın sadece kişisel hesaplar için değil, markalar için de etkili bir araç olduğu aşikar. 2010 yılında hayatımıza giren ve dünya çapında sahip olduğu yaklaşık 130 milyonluk kullanıcı sayısıyla hatırı sayılır bir pazarlama aracı haline gelen Instagram’ı daha etkili kullanmanın ise bazı püf noktaları var.

1. Ürünlerinizi gösterin. Katalog karıştırmayı kim sevmez ki? Ürün ya da hizmetlerinizin yer aldığı sanal bir vitrin takipçilerinizi cezbedecektir. Hatta biraz daha ileri gidip, “Sezonun favori rengi sizce nedir?” gibi her daim güncel olan bir soruyu paylaşarak sürece onları da dahil edebilirsiniz.

2. Ürünlerinizin yapım sürecini paylaşın. Tüketicilerin belki de en çok merak ettiği soruların başında gelir kullandıkları bir ürünün nasıl meydan geldiği. Üretim sürecinin farklı aşamalarında çekeceğiniz fotoğraflardan oluşan bir seri ile takipçilerin ürünlerinizi daha yakından tanımalarını sağlayabilirsiniz.

3. Sıra dışı paylaşımlarda bulunun. Bir reklam çekiminin ya da özel bir organizasyonun kamera arkasında neler olup bittiğini herkes merak eder. Bu durumu bir fırsata çevirebilir, takipçilerinizi sahne arkasında olup bitenler hakkında bilgilendirerek, onlara ayrıcalıklı bir deneyim sunabilirsiniz.

4. Ürünlerinizin neler yapabildiğini gösterin. Hayal gücünün de yardımıyla oluşturacağınız farklı kullanım alanları, ilgi çekici ve eğlenceli bir aktiviteye dönüşebilir. Takipçilerinizi de işin içine dahil ederek, yaratıcılıklarını kullanmalarını teşvik edebilirsiniz.

5. Takipçilerinize kendilerini özel hissettirin. Sunduğunuz ürün ya da servis ile ilgili yeni bir haberi önce onlarla paylaşmak, açacağınız yeni mağazada sanal bir tura çıkmalarını sağlamak gibi jestler takipçileriniz tarafından memnuniyetle karşılanacaktır. Unutmadan bir noktayı belirtmekte fayda var; hali hazırda Instagram’ın “yeniden paylaşma” fonksiyonu olmadığı için, yayınınızı Facebook ve Twitter üzerinden duyurmayı da ihmal etmeyin.

6. Ofisinizi gösterin. “Burada çalışmak nasıl olurdu acaba?” İnsanların, sempati duydukları markalarla ilgili en çok sordukları arasında yer alan bu sorunun cevabını vermek için Instagram’ı kullanmak akıllıca olabilir. Çalışma alanları, beraber yenilen öğle yemeklerinden ya da hararetli beyin fırtınası toplantılarından paylaşacağınız kareler, ofisinizin hayat hikayesini anlatan bir fotoromana dönüşebilir.

7. Takipçilerinizi yanınızdan ayırmayın. Bir spor karşılaşmasına ya da kültür sanat organizasyonuna sponsor olmaya karar verdiniz; ya da eşine az rastlanır bir etkinliğe katıldınız. Takipçilerinizle iletişime geçmek ve markanızı ön plana çıkarmak adına bu fırsatı kaçırmayın; paylaşımda bulunun.

8. Çalışanlarınızı tanıtın. Her çalışan ile ilgili tanıtıcı kısa yazıların yer aldığı paylaşımlar, hem Instagram takipçilerinizin markanın yaratım sürecine dahil olan kişileri tanımasını sağlayacak hem de çalışanlarınız bu şekilde takdim edilmekten hoşnut olacaklardır.

9. İşe ünlüleri dahil edin. Malum, konu reklam olunca her daim rehber edindiğimiz birincil kişiler onlar! Aşk hayatlarını, kariyerlerini, aile ilişkilerini, restaurant ya da tatil tercihlerini bu kadar yakından takip ederken, bir nebze star ışığına bulanmak adına tercihlerinden yararlanıyoruz. Öyleyse sıradaki tavsiye neden sizin markanız olmasın?

10. Sevimli dostlarımızdan yardım alın. Hayvan fotoğraflarının paylaşılma ve beğenilme rekorları kırdığı artık bilinen bir gerçek. Hele bir de ofisinizi ziyaret eden şirin bir kedi söz konusuysa, bol bol beğeni ve yorum almanız garanti.